Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük iş göçü ve gücü olan Almanya‘daki Türkler, 60 yıl öncesi çıktıkları ‘Gurbet Avrupası Almanya’nın bugünlere gelmesindeki olağanüstü katkılarını Almanya’nın tarihindeki en önemli dönüm noktasından biri olan iki Almanya’nın birleşmesinde sürdürdüler.
9 Kasım 1989’da yıkılan ‘Utanç Duvarı’ındaki bu süreci başından beri yerinde yaşayan gazeteci yazar Aydın Ulun, “Berlin Duvarı Yıkılırken Türkler ve Batı Yakasındaki Gazeteci” adlı kitabıyla okurları o yılların yolculuğuna çıkarıyor… Berlin duvarına kurban verilen Türk çocukları gibi trajik yaşanmışlıklardan, duvar çapkınlarına, duvar milyonerlerine, duvar parçalarını dünyaya ilk pazarlayan Türk ticari dehasına, birbirinden ilginç hikayelerle bilgi dağarcığımıza akıcı bir dille katkı da bulunuyor.
Kitapta yer alan ve olaylara tanıklık eden mekan ve kahramanlarının fotoğrafları, aynı zamanda esere bir belgesel ve biyografik özellik katarken Almanya’daki Türklerin tarihine de kalıcı bir yapıt kazandırıyor.
YIKILAN BERLİN DUVARI ZAMANLARINDAN UNUTULMAYANLAR VE ÜNLÜLER
Kitapta ayrıca Berlin duvarının yıkılması ve sonrasında Türkiye’den gelen çok sayıdaki ünlünün yansıra Alman ve Türk siyasetçilerle yapılmış o dönemi yansıtan ilginç röportaj ve anılar da yer alıyor:
Şansölye Angela ‘Merkel Abla’ya, lokum ikramlı bayram ziyareti, Fazıl Say’ın Berlinli güvercinleri, Sosyalist general üniformaları içindeki Bülent Ersoy, ‘EŞKIYA’ ile Berlin’de bir duvar dibi yarenliği, Sezen Aksu’yla yıkılmış duvarlar kenti Berlin’de bir gazeteci rövanşı, Berlin’den bir Ahmet Altan geçti, İmparator İbo’nun acılı lahmacunla korkuttuğu dönemin Almanya başbakanı Schröder, Bizim Radyo, Kutlu ve Sargın, Berlin sevdalısı Tuncer Kurtiz’in sorusu, ”İnsanlar ne zaman duvarlarını yıkarlar acep?”, Altın Ayı gölgesinde sahanda yumurtalı sohbet ve Fatih Akın ile eşi Monique… ve diğer ünlülerle devam eden röportajlar… Kitapta o döneme yapılan bu yolculuğu renkli ve ilginç kılan birçok detay var!..
Gazeteci yazar Aydın Ulun’un Scala Yayıncıllık’tan çıkan “Berlin Duvarı Yıkılırken Türkler ve Batı Yakasındaki Gazeteci” adlı kitabı o tarihsel dönemin boşluğunu dolduran bir özelliğe sahip
