Ecrin Su Çoban: Psikolojik desteğe ihtiyaç duymadım

‘Üzülürüm ama bunalıma girmem’

15 yaşında.
An itibariyle YouTube’taki kanalında 2 milyon aboneye, sosyal medyada ise 444 bin takipçiye sahip.
Çocuk yaşlarında fenomen olunca yapımcıların dikkatini çekti. ‘Alice’ müzikalinde Serenay Sarıkaya’nın canlandırdığı ‘Alice’in çocukluğunu, ‘Masal Şatosu’ serisinde ise ‘Neşe’yi canlandırdı.
Ecrin Su Çoban…

‘Alice’in gördüğü ilgi malum.
‘Masal Şatosu’ serisinin ilk filmi ‘Masal Şatosu: Sihirli Davet’, 229.982 kişi tarafından izlendi.
Serinin ikinci filmi ‘Masal Şatosu: Gizemli Misafir’ ise gösterime 12 Ağustos’ta girecek.

Ecrin Su Çoban, doğru adımlar atması halinde geleceğin yıldızlarından biri olmaya aday.
Kendisini bekleyen en önemli tehlike ise çocuk yaşta şöhret olmanın beraberinde getirdiği sorunlar.
Çocukluğunu yaşayamamak ve altından kalkamayacağı kadar büyük sorumlulukları üstlenmek gibi…
Keza Türkiye ve dünyada birçok çocuk oyuncu, erken yaşlarda şöhret olmanın faturasını ağır bedellerle ödedi.
Belli bir yaşa geldiklerinde şöhretlerini kaybetmeleri halinde de nasıl bir psikolojiye girdiklerine şahit olduk.

Habertürk HT Stüdyo’da sorularımızı cevaplayan Ecrin Su Çoban, bütün bunların farkında. Çocuk şöhretlerin karşı karşıya kaldığı sinsi tehlikelere karşı önleminin sürekli olarak çalışmak olduğunu söyledi. Üretkenliğinin, sinsi tehlikelere karşı en güçlü silah olduğunu dile getiren Çoban’ın örnek aldığı kişi ‘Alice’teki rol arkadaşı Serenay Sarıkaya.

Yeni filmin ‘Masal Şatosu: Gizemli Misafir’deki rolünden söz eder misin?
Film, Hatay’da geçiyor, 3 haftalık bir çekim süremiz vardı. Oradaki mağaralar, müzeler, çok büyüleyici ve biz bu yüzden Hatay’da çekmeyi çok istedik. “Oradaki büyüleyici mekânları kamera karşısında nasıl yorumlayabiliriz, çocuklara nasıl sihirli bir şekilde aktarabiliriz” diye düşündüler ve çok güzel oldu. Oradaki çekim alanları çok zorlayıcıydı ama bir o kadar da güzeldi. Çok garip mekânlarda çektik. Zaten ‘Masal Şatosu: Gizemli Misafir’, bir arkadaş grubunun başından geçen olayları anlatıyor. Cesaret, macera, arkadaşlık, aşk… Hepsi bir arada o yüzden öyle bir film oldu.

Serinin ilk filminde kamera karşısına geçmeden önce bir eğitim almış mıydın?
Hiçbir eğitim almadım, müzikle ilgili eğitim aldım ama oyunculukla ilgili daha önce hiç eğitim almamıştım. Orada oyuncu koçlarımız vardı, bir de daha öncesinde birkaç reklam filminde oynamıştım, onun dışında bir oyunculuk deneyimim yoktu. Oyunculuğu biraz kamerayla öğrendiğimi söyleyebilirim ama keşke eğitim alsaymışım. Şu an almak istiyorum.

‘Masal Şatosu’ serisinin sana katkılarından söz eder misin?
Teklif aldığımda çok heyecanlanmıştım. Arabadaydık, neredeyse kaza yapıyorduk. Çığlık atmıştım, çok mutlu olmuştum. Öncelikle sinema mecrası çok farklı, YouTube ile çok bir alakası yok o yüzden çok farklı bir mecrada bir kitleye ulaşmış oldum. Zaten film başarısından dolayı televizyonda da yayınlandı, dijital platformlara da satıldı o yüzden benim farklı alanlarda bilinirliğim arttı. Onun dışında da çok katkısı oldu. İlk filmle ikinci film arasında benim oyunculuğum açısından gerçekten çok fark var. Ve tecrübe tabii ki… İleride oyunculuğumda kullanabileceğim çok büyük tecrübeler bunlar.

15 yaşındasın, iki filmin, bir dizi çalışman var. Aynı zamanda şarkı da söylüyorsun. YouTube’da videolar yayınlamaya başladıktan sonra keşfedildin ve oyunculuk teklifi aldın değil mi?
Şöyle oldu; benim ilk profesyonel oyunculuğum ’Masal Şatosu’ ile başladı. Ondan sonra da ‘Alice’ müzikalinde oynadım.

Aklına nereden esti de YouTube’da videolar yayınlamaya başladın?
Oyun olsun diye yayınlamaya başlamıştım. 4 yıl öncesinde Youtube’da bebek videoları vardı, ben de o zamanlar 10 – 11 yaşlarındaydım, iki tane video çekmiştim ve öyle başlamıştım. Arkadaşlarım izliyordu, yorum atıyorlardı ve çok hoşuma gidiyordu. Sonra o zamanlar bir videomu 100 kişi izlemişti. Ben ve ailem şoka girmiştik. Sonra bir tane daha çekeyim dedim ve milyonlara ulaştı. Aslında çok alakasız bir şekilde başladım ama sonra ilerleye ilerleye, video çeke çeke YouTube kanalım daha farklı bir hal aldı. 4 yıldır YouTube ile ilgileniyorum ve şu anda 2 milyona yakın takipçim var.

Instagram’da da 444 bin takipçiye sahipsin. Oyuncu olma hevesin daha önce de var mıydı yoksa bu kadar takipçiye sahip olduktan sonra mı heves ettin?
Vardı. Hep oyuncu olmak istiyordum ve her seferinde bunu dile getiriyordum o yüzden bir şekilde oyunculukla yollarımız kesişti.

‘Alice’ gibi bir müzikalde sahneye çıkıyorsun. ‘Alice’ hikâyesi nasıl başladı?
Beni YouTube’tan keşfetmişler. Serenay Sarıkaya başrolde, onun küçüklüğünü oynayacak, sarışın, kısa boylu, sesi güzel olan, şarkı söylemeyi seven birini arıyorlardı. Önce seçmelere girdim ve kazandım, bir tane daha seçmesi vardı ona da girdim, onu da kazandım. Sonra ‘Alice’e başladım. ‘Alice’ de çok güzel bir iş. Çünkü çok büyük prodüksiyonlu ve büyük bir müzikaldi, orada da yer aldığım için çok mutluyum.

11’inci sınıf öğrencisisin. Üniversitede öğrenim göreceğin dalı belirledin mi?
Mimar Sinan Üniversitesi’nde sinema ve televizyon öğrenimi görmek istiyorum.

Hem öğrenci olmak hem de bu kadar işte çalışmak seni yormuyor mu?
Biraz zor oluyor açıkçası ama neyse ki İzmit, İstanbul’dan çok uzak değil. Çekimler Hatay gibi yerlerde olunca zaten 3 – 4 hafta kafadan gidiyor. O zaman biraz okulla tartışıyoruz ama benim için sıkıntı olmuyor.

Çocuk yaşlarda çok ünlü oldun. Milyonlarca takipçin var. Şöhret olmak senin hayatını nasıl etkiliyor?
Genel olarak çok bir zorluğu yok ama bazen dışarıda fotoğraf çektirmek isteyenler oluyor ben de tabii ki kabul ediyorum. Sadece arkadaşlarım beklerken sıkılıyorlar. Çünkü bir kişi çekilince hemen “Bu kız ünlü galiba” deyip diğerleri de geliyor ve 10 – 15 kişiyle fotoğraf çekiliyorum. Benim için hiç sıkıntı yok sadece yanımdaki arkadaşlarım sıkılıyor. Onun dışında okulda dışarı çıktığımda sürekli “Aaa, Ecrin Su Çoban” diyorlar ama artık alıştım. Bakışlar beni çok rahatsız etmiyor.

Arkadaşlarının arasında ayrıcalıklı bir konumun var mı?
Kardeşimin yanında ve arkadaşlarımın arkadaşları arasında çok ayrıcalıklarım var ama benim çoğu arkadaşlarım sosyal medyadan önceki eski arkadaşlarım olduğu için çok bir şey fark etmiyor. Ama kardeşimin arkadaşları gördüğünde kardeşim, arkadaşları arasında iki hafta havalı geziyor ama beni olumsuz bir şekilde etkilemiyor.

Türkiye’de ve dünyada çocuk yaşta büyük şöhrete ulaşanların zaman zaman psikolojik sorunlar yaşadığını gördük. Çocukluğunu yaşayamadan ve ağır yükleri üstlenmekten kaynaklanan psikolojik sorunlar olabiliyor. Sen de ‘Alice’ gibi bir müzikalde sahneye çıkıyorsun, filmlerde başrol oynuyorsun. Bu yaşta bu kadar sorumluluğa sahip olmaktan dolayı sende durum nedir? Uzman desteği alıyor musun?
Üzerimde çok baskı hissetmiyorum ama bazen sinirlerim bozulduğunda “Anne beni psikoloğa götür” diyorum. Diyorum ama hiçbir zaman gitmiyorum. Öyle bir psikolojik desteğe gerek duymadım. Bu 4 – 5 yıldır sürdüğü ve birdenbire olan bir şey olmadığı için beni çok sarsmadı açıkçası ama tabii bazen “off” dediğim olabiliyor ama kötü bir şey olmuyor.

Çocukluk dönemlerini gerektiği gibi yaşayabiliyor musun?
Evet, kesinlikle.

Elbette herkes için geçerli bir durum değil ama çocuk şöhretler, belli yaşlara geldiklerinde eskisi kadar ilgi görmüyor olabiliyor. Böyle bir durumla karşılaşma ihtimaline karşı hazırlıklı mısın?
Hayatta her şeyin olabileceğini düşünüyorum. Bir kaza olur ve hem maddi açıdan hem manevi açıdan her şeyinizi kaybedersiniz. Şöhret de bunun gibi bir şey. Bir anda parlayıp, bir anda sönebilirsiniz ama onun için salmanız gerekiyor. Yani şöhret dediğiniz şey sürekli bir şey üretmedikten sonra biter ama Türkan Şoray gibi tarihe isminiz yazıldıktan sonra asla silineceğini düşünmüyorum. Bu yüzden ben öyle bir önlem almıyorum. Çünkü ben kendime öyle bir şey olacağını düşünmüyorum. Olsa da tabii ki üzülürüm ama bunalıma girmem.

“Sürekli üreteceğim” diyorsun…
Tabii belli bir yaştan sonra bu işleri bırakırım ama o yaşa kadar çok çalışacağım, yaratıcılığın ve içerik üretmenin dibine vuracağımı düşünüyorum o yüzden bir anda unutulmak bence zor ve her zaman olan bir şey değil.

Nihai hedefin nedir? Oyuncu olacaksın, onun sonrasında neyi yaparsan çok başarılı olduğunu hissedersin?
Ben aslında oyunculuktan çok yurtdışındaki ünlüler gibi marka sahibi olmak istiyorum. Makyaj markası olabilir, kıyafet markası olabilir. Ki zaten benim kıyafet markam vardı, güzellik salonları açmak istiyorum, o kadar fazla hedefim var ki gerçekten bir ömür yeter mi bilmiyorum ama oyunculuk ve şarkı alanı dışında kesinlikle bir iş yerim olsun çok istiyorum. Zincir bir şekilde güzellik salonu olabilir, bir marka olabilir o şekilde de devam etmek istiyorum.

Ticarete de yönelmek istiyorsun, öyle mi?
Evet, ticaret istiyorum. Çünkü insanlar “Bu kızın ürünlerinden çok memnun kaldık, ticareti de iyi, ürünleri de iyi, markası da iyi” diyebilsinler istiyorum. Öldüğümde bile kalacak bir marka olmasını istiyorum.

Şarkı da söylüyorsun, o konudaki çalışmaların neler?
‘Masal Şatosu: Gizemli Misafir’ için 3 şarkı çıkardık, birini Sinan Akçıl ile beraber, diğerini solo olarak seslendirdim. Onun dışında ‘Pembe Günlüğüm’ diye bir şarkım var, 40 milyondan fazla dinlendi. Şarkı alanında biraz zaman geçmesini bekliyorum. 17 – 18 olduğumda, sesim iyice oturduğu zaman daha sıkı çalışmalara başlayacağım, belki bir stüdyo bile açabilirim.

Sahneye çıkıp şarkı söyleme hedefin de var mı?
Evet. zaten küçüklüğümden beri şarkıcı da olmak istiyorum. Oyunculuğun yanında şarkıcılığa da devam etmek istiyorum.

Bu konuda eğitimin var mı?
Devlet konservatuvarında solfej, keman ve piyano olarak 4 yıl eğitim gördüm, sonra işler yoğunlaşınca bırakmak zorunda kaldım ama onun dışında piyano eğitimleri de aldım yani müzik açısından eğitimlerim var.

Örnek aldığın birisi var mı?
Serenay Sarıkaya… Serenay Sarıkaya aşığıyım. Kesinlikle örnek aldığım kişi. Zaten onun da çok güzel bir sesi var, çok güzel şarkı söylüyor, oyunculuğu mükemmel, çok mütevazı çok tatlı bir insan. İnşallah büyüdüğümde onun gibi tatlı, mütevazı ve disiplinli kalırım.

‘Alice’in çalışmaları sırasında sık sık bir araya geldiniz. Serenay Sarıkaya’dan edindiğin en önemli öğreti ne oldu?
Kesinlikle iş disiplini ve enerjisi. Onun için iş her şeyden önce geliyor. Mutsuz olsa bile asla kameralara yansıtmıyor o yüzden onu çok örnek alıyorum. Enerjisi gerçekten mükemmel, insanlar mutsuz olsa bile yanındayken gülüyorlar, kimsede görmediğim o enerjiyi ben hep Serenay ablada görüyorum ve kendisine de söylüyorum. Çok yüksek enerjili bir insan.




Related Posts

Bir yanıt yazın

izmit escort bursa escort istanbul escort şişli escort avcılar escort beylikdüzü escort şirinevler escort avrupa yakası escort istanbul escort şişli escort ataşehir escort bursa escort betvino beylikdüzü escort şişli escort sex hikaye milanobet güncel adresi ataköy escort istanbul escort roketbet yeni giris roketbet üyelik roketbet bonuslari roketbahis yeni giris antalya escort antalya escort istanbul escort